Artık cümlelerim biz eskiden diye başlar ve yarıda durur,
Hayat bir garip, insanlar bir tuhaf, günler acımasız.
Uzun bir yolculuğun sonunda nefesi kesilen yolcu gibi
Artık daha ilk adımda düşüyor hayallerim bir bir suya.
Hayat acımasızdır her zaman bilirim diyordum
Ve ben güçlüyüm ondan diye, hep savaşıyordum
Yenilmiyordum, yıkılmıyordum, başımda hep dimdik
Kabullenmiyordum içine sürükleyen yıllara inat
Ne çabukta geçiverdi şu koca ömür, ilahi ömürsün
Zaman hep kendi bildiğine hep başıboş dolaştı içimde
Yıllar ne çabukta unuttu geçmiş günlerini bir anda
Dağlara haykırıp derdimi, her yeni doğan güneşe küssem de.
Rüzgâr esse hafiften, fırtına olurda kaybederdim onu
İki damla su görsem gözlerinde, sel olur yıkardım onu
Yolumda bir taş olsaydı hatayla, koskoca bir duvar olurdum
Esarete bıçak, esirliğe silah olurdu da, yinede durmazdı yüreğim
Hep çocukken ağlarım, büyüyünce nasılsa geçer derdim
Ömrünü tamamlayan gözlerimden artık ağlarken yaş akmaz
İçime akıttığım gözyaşlarımda da artık yüreğim kök tutmaz
Şimdi hiçbir duyguyu az yaşayamıyorum, kalbim karar sormaz
Şimdi bir fotoğraf çektirirken içime sızan acıyı bir bilsen,
Torunlarıma dedeniz diye gösterilecek biliyorum diye bakar oldum
Sanki o eski ben kaybolmuşta içimde tozlu sayfalar
Aklımda yarım kalan hatıralarla ben kalmışım umutsuzluğa yem oldum.
Hayatta öyle bazen, bitmeyecek gibi başlar yarımda duruverir
Daha nice yapılacak işler var, atılacak yeni adımlar var,
Bensiz olmaz dediğim yarınlar varda içimde yaşattığım
Ama öyle değil gerçekler, bilirim aslında umutsuzluklar var
Ben sevgimi sunamadım daha hayatıma yol bulamadım
Belli ki bu uçsuz bucaksız kovalamacının son durağı yok
Ne kırılacak kalp nede üzecek zaman yokmuş bilemedim
Belli ki bu dursuz duraksız zamanında hiç duracağı yok
Aynalar gerçek görüntüler değil derler fizikçiler
Gerçeği ters gerçeğe aykırı aynalarda bana benzer bazen
Yüzüm buruşuk ve solgun, kalbimde iyice yorgun
Bu dünya gerçeğin değil, gerçeklerin dili yalan söyler
Son zamanlar kendimi pekiyi hissetmiyorum artık
Bu bendeki İyiyle kötünün son aldanışları belki de
Son zamanlar ruhuma daha da yakınım biliyorum
Çokta dinlememişim zorlamışım duymamak için de
Sen ne acayip duyarsız ruhsun be dünya
Çok yordu şu kasvetli bakışların beni
Sen ne olduğunu bilirde söylemez evliya
Çok üzdü şu tatlı hayatlar beni
Son zamanlar bunlar, bu son zamanlar
Zaten ancak bunu yaşayanlar anlar
Beklemek asıl şimdi zormuş şimdi kayarmış yıldızlar
Tüketmekten tükenmeye dönmüş şu zalim yıllar…
faruk madan